Sınırları kim koyar? Kim belirler başlangıcı? Durmamız gereken noktayı kendimiz seçersek ne kadar uzağa gidebiliriz? Hiç düşündünüz mü, uzak ne kadar uzak?
Bugün sıra dışı bir hikâyeyle karşınızdayım. Önyargılara meydan okuyan, imkânsız denileni mümkün kılan, direksiyon başında sınırları yıkan bir kadın… Kübra Denizci Keskin! Onun hikâyesi pes etmeyenlerin, vazgeçmeyenlerin, "yapamazsın" sözünü duyduğunda daha da güçlenenlerin hikâyesi.
O tüm olmazlara inat, yoluna devam etti ve Türkiye’nin ilk ve tek engelli kadın ralli pilotu oldu. Dünyada bir ilk!
Şimdi direksiyon başına geçme sırası sizde, arkanıza yaslanın! Kübra Denizci Keskin’in ilham veren hikayesine doğru yola çıkalım. Virajlara aldırmadan, hız kesmeden nasıl yola devam ettiğini, engelleri nasıl aştığını, pes etmenin asla bir seçenek olmadığını kendi ağzından dinleyelim.
Ayşe Aktaş: Öncelikle merhaba. Benim için bu röportajın özel bir yeri olacak çünkü bana bulaştırdığınız motivasyon paha biçilemez. Size baktığımda gördüğüm tek şey var: Güçlü bir kadın! Sizi gönülden tebrik ediyorum. Çok genç yaşlarda hiç de kolay olmayan bir süreç yaşadınız. Belki de pek çok kişinin vazgeçtiği noktada, sizin kendinizi var etme süreciniz nasıldı? O dönemleri düşündüğünüzde sizi güçlendiren şey neydi?
Kübra Denizci Keskin: Öncelikle güzel sözleriniz ve motivasyon dolu bakış̧ acınız için çok teşekkür ederim. Gerçekten, insanın kendi hikayesinin bir başkasına ilham olabildiğini görmek paha biçilemez bir duygu.
Evet, genç̧ yaşta hiç̧ de kolay olmayan bir süreç yaşadım. Hayatım bir anda değişti, fiziksel sınırlarla yüzleşmek zorunda kaldım. Ama o sınırlar benim kim olduğumu belirleyemezdi. Kendimi her zaman bir mücadeleci olarak gördüm ve belki de en büyük zaferim, o mücadeleyi içselleştirip kendimi yeniden inşa edebilmemdi.
Beni güçlendiren şey en başta merak duygumdu. “Bu hayatı nasıl yasayabilirim?” diye sormak yerine, “Bu hayatı nasıl en iyi şekilde yasayabilirim?” diye sordum kendime. Sevdiğim şeylere tutundum, her zaman yapabileceklerime odaklandım. Ve tabii ki ailem, sevdiklerim ve hayallerim bana bu yolda ışık tuttu.
Bugün burada, tüm zorluklara rağmen hayallerimin pesinden kosan bir kadın olarak konuşabiliyorsam, bu, o dönemde vazgeçmemeyi seçtiğim içindir. Çünkü̈ inanıyorum ki, güç̧ sadece fiziksel değil, en çok da zihinsel ve ruhsal bir dayanıklılıktır. Ve biz, ne olursa olsun, her düştüğümüzde yeniden ayağa kalkacak kadar güçlüyüz.
Ayşe Aktaş: Ralli pilotu olmak… Trafikte yaşadığımız günlük stresi bile düşünürsek çok cesurca bir seçim. İlk adımınızı merak ediyorum, hikâye nasıl başladı? Yanınızda kim vardı?
Kübra Denizci Keskin: Ralli pilotu olma hikâyem, aslında çocukluğumdan beri içimde taşıdığım hız ve rekabet tutkusuyla başladı. Küçük yaşlardan itibaren otomobillere ve motor sporlarına ilgim vardı ama hayatımda önemli bir dönüm noktası yaşadım ve bu sürece birçok şeyi yeniden inşa etmek zorunda kaldım. İşte tam da o noktada, bu spora duyduğum ilgi benim için bir tutkuya, sonra da bir hedefe dönüştü. Motor sporları, özellikle de ralli, ciddi disiplin ve cesaret gerektiren bir alan. Bir hayali gerçeğe dönüştürmek için önce o hayalin içinde kendinizi görmek zorundasınız. İlk olarak ailemin desteği bana çok büyük bir motivasyon sağladı. Ama tatbiki ralli pilotu olmak hiç kolay olmadı. Bana bir mentor, eğitmen gerekiyordu. Ve hayat bana bir mucize verdi. Bir test için gittiğim pistte eşim ile tanıştım. O benim tüm yarış̧ sürecimde yanımdaydı. Bana eğitimler verdi, özel tertibatlı bir araç̧ hazırlamama, takım bulmama destek oldu. Bundan sonraki en önemli süreç ise bana inanan ve hikayemi sahiplenen sponsorlarımla mümkündür. Ralli gibi bütçeleri çok yüksek bir sporda hayalimi gerçekleştirmem noktasında bana destek olan ana sponsorum Hypco petrol ve diğer co-sponsorlarıma teşekkür ediyorum.
Ayşe Aktaş: Ve ilk ödül! Önünde örneği olmadan gerçekleşen muazzam bir başarı. Arkasında nasıl bir motivasyon var? O ana geri dönersek ne anlatmak istersiniz?
Kübra Denizci Keskin: Dünyada bir ilki gerçekleştirmek gerçekten tarif edilmesi zor bir mutluluk. Ben, dünyadaki ilk ve tek engelli kadın ralli pilotuyum ve bu yolculuk benim için sadece bir spor kariyerinden çok daha fazlası. Her yarışta sınırlarımı zorladım, engelleri asmak için Mücadele ettim ve bugün Avrupa ve Türkiye’de kazandığım kupalar, tüm bu emeğin, kararlılığın ve inancın birer yansıması. İlk ödülümü kazandığım an, sadece bir kupa kaldırmaktan ibaret değildi. O an, emeğin, azmin ve hayallerimin somutlaştığı bir andı. Motivasyonum her zaman kendime koyduğum hedefler ve bu sporda kadınların ve engelli bireylerin de var olabileceğini göstermek oldu. Bu yüzden her yarış̧, her ödül sadece benim değil, bu yolda yürümek isteyen herkesin başarısı. Ve bu yolda daha nice ilklere imza atmak için mücadeleye devam edeceğim.
Ayşe Aktaş: 2024 yılında Avrupa Ralli Şampiyonası Barum Yarışında kadın pilotlar birincisi ve RC5 üçüncüsü olarak podyuma çıktınız ve FIA Dünya’daki tek engelli ralli pilotu olarak adınızı duyurdu. Sırada ne var?
Kübra Denizci Keskin: 2024 yılı benim için unutulmaz bir yıl oldu. Avrupa Ralli Şampiyonası’nda Barum Yarışı’nda kadın pilotlar birinciliği ve RC5 kategorisi üçüncülüğü kazanarak podyuma çıkmak, verdiğim emeğin karşılığını almak açısından çok özel bir anıydı. Bununla birlikte, FIA tarafından dünyadaki tek engelli ralli pilotu olarak tanıtılmak, bu sporda sınırları nasıl zorladığımızın en büyük göstergelerinden biri oldu.
Bu başarılar benim için sadece bir başlangıç̧. 2025 yılında Avrupa Ralli Şampiyonası’nda tam sezon yarışmak ve Türkiye Şampiyonası’nda daha büyük hedeflere ulaşmak istiyorum. Daha fazla yarış̧ deneyimi kazanarak hem Türkiye’yi hem de engelli bireylerin motor sporlarındaki yerini en iyi şekilde temsil etmeyi hedefliyorum.
Özetle, sırada daha büyük yarışlar, daha büyük hedefler ve daha fazla ilham olacak!
Ayşe Aktaş: Sınırları zorlamak nasıl bir duygu?
“Sınırlar, sadece onları zorlamaya cesaret edenler için vardır.”
Kübra Denizci Keskin: Kendi sınırlarını zorlamak, özgürlüğü yeniden tanımlamak gibidir. Her mücadelede, her virajda, her zorlukta aslında kendini yeniden keşfedersin. Benim için sınırları zorlamak, imkânsız denileni mümkün kılmak ve her seferinde bir adım daha ileri gitmek demek. Çünkü̈ gerçek zafer, sınırların ötesinde baslar.
Çünkü gerçek zafer, sınırların ötesinde baslar.
Ayşe Aktaş: Size özel hazırlanmış bir araç kullanıyorsunuz, aranızda nasıl bir bağ var?
Kübra Denizci Keskin: Benim aracım sadece bir otomobil değil, benim uzantım, benim hızla buluşma noktam. Özel olarak modifiye edilmiş̧ bir araç̧ kullanıyorum ama bu, yarıştığım rakiplerimden farklı olduğum anlamına gelmiyor. Ralli bir paralimpik spor değil. Ben, herkesle eşit şartlarda, aynı zorluklarla mücadele ediyorum.
Aracımda gaz, fren, vites ve debriyajı tamamen ellerimle yönetiyorum. Tüm bu kontrolleri iki elimle yaparak saniyeler içinde kararlar veriyorum. Bu da aramızdaki bağı daha da özel kılıyor.
Ayşe Aktaş: Bir kadın olarak geldiğiniz nokta çok gurur verici. Dünyada ve Türkiye’de gerek basında gerekse dijital pek çok platformda adınızı görmek size ne hissettiriyor?
Kübra Denizci Keskin: Açıkçası, adımı basında ve dijital platformlarda görmek hem gurur verici hem de sorumluluk duygusu uyandırıyor. Çünkü̈ benim hikayem sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda “imkânsız” denileni sorgulayan herkes için bir ilham kaynağı.
Türkiye’de ve dünyada bir kadın olarak, üstelik motor sporları gibi erkek egemen bir alanda varlık göstermek, sadece kendi hayallerimi gerçekleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kadınların ve engelli bireylerin de bu sporda yer alabileceğini kanıtlıyor. Bu yüzden her haber, her paylaşım benim için sadece bir görünürlük meselesi değil, aynı zamanda bir değişimin işareti.
İnsanların hikayemi okuyup “Eğer o yapabiliyorsa, ben de yapabilirim” demesi, benim için kazanılan en büyük kupa. Basında ve dijital dünyada ismimi görmek, bu mücadelenin yalnızca benim için değil, birçok kişi için anlam taşıdığını gösteriyor. Ve bu, yoluma çok daha büyük bir motivasyonla devam etmemi sağlıyor!
Ayşe Aktaş: Çok iyi bir eğitiminiz var. Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldunuz. Sonrasında Psikoloji okudunuz. Ama bunun üzerine Klinik Psikoloji ’de yüksek lisans yaparak uzmanlaştınız. Tüm bu eğitimler hayatınızı nasıl şekillendirdi?
Kübra Denizci Keskin: Hayatımda eğitimi hep çok önemsedim. Okumayı, ögrenmeyi, keşfetmeyi hep çok sevdim. Uluslararası ilişkiler bana makro ölçekte olayları analiz etme, büyük resme bakma yetisi kazandırdı. Psikoloji ise insan zihnini, davranışlarını ve duygularını anlama konusunda bana bambaşka bir perspektif sundu. Klinik Psikoloji ’de yüksek lisans yaparak uzmanlaşmam ise bu bilgileri insan hayatına doğrudan dokunabilecek bir noktaya taşımamı sağladı. Yaşadığım zorlukları sadece bir kader olarak görmeyip, psikolojik dayanıklılığın ve insanın kendi gücünü̈ keşfetmesinin ne kadar önemli olduğunu anladım. Eğitim, bana hem kendimi hem de çevremdeki insanları daha iyi anlama fırsatı verdi. Spor, psikoloji ve uluslararası ilişkiler gibi farklı disiplinleri bir araya getirmek hem kariyerimde hem de kişisel hayatımda sınırları aşmamı sağladı. Bugün sahip olduğum bakış̧ açısı, işte tam da bu yolculuğun bir sonucu.
Ayşe Aktaş: Bir röportajınızda “Bazen travma kendimizi geliştirmek için de zemin oluşturuyor.” dediğinizi okudum. Aynı zamanda bir motivasyon konuşmacısı ve psikolog olarak bu röportajı okuyanlara ne söylemek istersiniz?
Kübra Denizci Keskin: Evet, buna gerçekten inanıyorum. Travmalar sadece bizi yıkmak için değil, bazen bizi yeniden inşa etmek için de vardır. Hayatta hepimiz zorlayıcı deneyimlerden geçiyoruz. Kaybediyoruz, düşüyoruz, hayal kırıklığına uğruyoruz… Ama asıl mesele, bunların bizi nasıl şekillendirdiği.
Bir psikolog, bir sporcu ve bir insan olarak şunu söyleyebilirim: Zorluklar bizi durdurmak zorunda değil. Aksine, büyümemiz için bir fırsat olabilir. Önemli olan, başımıza gelenlere nasıl yaklaştığımız, onlardan ne öğrendiğimiz ve kendimizi nasıl yeniden inşa ettiğimizdir.
Eğer şu an bir mücadele içindeyseniz, unutmayın ki bu sizin hikayenizin sonu değil. Belki de yeni bir başlangıcın eşiğindesiniz. Gücünüzü fark edin, kendinize inanın ve her düşüşün ardından ayağa kalkacak cesareti bulun. Çünkü̈ en büyük zafer, içimizde verdiğimiz mücadeleden doğar.
Ayşe Aktaş: TEDxYıldızTechnicalUniversity sahnesinde şöyle bir cümle kurdunuz: “Kadının gücünün her yerde olduğunu umarım herkese gösterebiliriz.” Bu çok önemli bir cümle. Özellikle röportajın yayınlanacağı “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yarattığınız farkındalık, arkanızdan gelenler için emsal değerinde. Şüphesiz herkesin süreçleri farklıdır ama varış noktanıza ulaşmak isteyenler için motivasyon cümleniz ne olur?
Kübra Denizci Keskin: “Güç̧, sadece fiziksel değil; en çok da inanç̧, kararlılık ve vazgeçmemekte saklıdır. Önünüze çıkan engeller sizi durdurmasın, aksine yolunuzu nasıl çizeceğinizi öğretsin. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin, çünkü̈ sizi siz yapan, o hayallere ulaşma mücadelenizdir.”
Benim yolculuğumda en büyük farkı yaratan şey, cesaretle adım atmaktı. Kadın gücü̈, sadece belirli alanlarla sınırlı değil, hayatın her yerinde var. Yeter ki kendi potansiyelimizi fark edelim ve bizi durdurmaya çalışan tüm önyargılara karşı mücadelemize devam edelim. Çünkü̈ her mücadele, bir başka kadına yol açar.
Çünkü her mücadele, bir başka kadına yol açar.
Ayşe Aktaş: Bir kadın olarak dünyaya haykırmak istediğiniz bir şey var mı?
Kübra Denizci Keskin: Birbirimizin ışığını gölgelemek yerine, parlamasına destek olalım. Hikayelerimize su olalım, cesaretimizi paylaşalım ve sevgiyle büyüyelim. Kadın gücü̈, sadece bireysel başarılarla değil, birbirimize tuttuğumuz aynalarla çoğalır. El ele verelim, birlikte güçlenelim ve dünyaya sesimizi duyuralım!
Ayşe Aktaş: Bu sene, yıllardır görev aldığınız Osmangazi Belediyesi’nin desteğiyle de yarışacaksınız. Bu destek sizin için ne ifade ediyor?
Kübra Denizci Keskin: Bu yıl Osmangazi Belediyesi’nin desteğiyle de yarışacak olmak benim için ayrı bir gurur kaynağı. Kendi şehrimin ve bağlı olduğum kurumun arkamda olması, bu yolda yalnız olmadığımı hissettiren en önemli etkenlerden biri.
Spora ve sporcuya verdiği destek için Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’a içtenlikle teşekkür ederim. Bu tür destekler, sadece bireysel başarıları değil, aynı zamanda sporda farkındalığın ve kapsayıcılığın artmasını da sağlıyor. Bu desteğin bana verdiği motivasyonla hem Türkiye’de hem de Avrupa’da en iyi şekilde mücadele etmeye devam edeceğim!
Ayşe Aktaş: Umut veren sıcacık sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Pek çok başarıya imza atacağınıza yürekten inanıyorum. Yolunuz hep açık olsun.
Eşitlik, adalet ve özgürlük için verdiğimiz mücadeleye saygıyla... 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!"
Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
M.Kemal ATATÜRK