Yıllar önce dinlediğim bir reklamın müziği hâlâ kulaklarımda. Değerli sanatçı Fahir Atakoğlu piyanosunun başında, tanınmış birçok isim mikrofonda şu sözleri tekrarlıyordu: “Hayattan rengi alın, geriye ne kalır ki?” Sahi, ne kalır ki geriye? Mesela maviyi alsak, o sonsuz gökyüzünün huzuru kaybolmaz mı? Ya da denizin o berrak güzelliği… Peki ya kırmızı? En tutkulu duyguların rengi değil mi, görünce bizi heyecanlandıran? Neşenin renginin sarı, umudun ise yeşil olduğunu söyler uzmanlar. Bu herkes için böyle midir?
Elimize bir fırça verseler, önce nereden başlarız boyamaya? Bir bilene sormak istedim ve renklerin duygularla harman olduğu Yeteneksiz Atölye’de aldım soluğu. Bu yazıda, duygulara fırça darbeleriyle hayat veren, her yıl biraz daha fazla kişiye sanatı sevdiren, sımsıcak kişiliğiyle Yeteneksiz Atölye’nin kurucusu, sanatçı sevgili Sibel Safetoğlu ile birlikteyiz.
Hayattan rengi alın, geriye ne kalır ki ? başlıklı söyleyişiyi okumak için tıklayınız.